Beton Çatlakları
Kütle Beton
Yapısal Su Yalıtımı
Binalarda su yalıtımı, suyun bina elemanlarına sızmasını önlemek için yapılan bir koruyucu önlemdir. Su yalıtımı; binaların dayanıklılığını, enerji verimliliğini ve konforunu artırır. Su yalıtımının başlıca faydaları aşağıda belirtilmektedir:
Yapı Ömrü Uzar: Su yalıtımı, özellikle çelik donatıları korozyona karşı korur ve yapıların dayanıklılığını artırır. Uygun su yalıtımı, yapı elemanlarını su hasarından koruyarak yapının servis ömrünü artırır.
Nem Kaynaklı Hasarlar Önlenir: Su, yapıların en büyük düşmanlarından biridir ve yanlış veya eksik su yalıtımı, suyun yapı elemanlarına sızmasına ve nem hasarına neden olmaktadır. Nem kaynaklı hasar; yapı malzemelerinin bozulmasına, çürümesine, küflenmesine ve çeşitli yapısal sorunlara yol açmaktadır. Uzun vadeli su maruziyeti, yapıların dayanıklılığını azalmakta ve bakım maliyetlerini artırmaktadır.
Enerji Verimliliği Artar: Su yalıtımı, yapıların enerji verimliliğini artırır. Su yalıtımı eksikliği, su sızıntılarına ve neme bağlı olarak ısı kayıplarına yol açar. Bu, ısıtma ve soğutma maliyetlerinin artmasına ve enerji israfına neden olur. Doğru su yalıtımı, yapıların ısı transferini azaltır ve enerji tasarrufu sağlar.
İç Ortam Konforu Artar: Su sızıntıları ve nem hasarı, yapıların iç mekanlarında rahatsız edici kokuların, küf ve mantar oluşumunun, lekelerin ve diğer iç ortam kalitesi sorunlarının ortaya çıkmasına neden olur. Su yalıtımı, iç mekanlarda rahat ve sağlıklı bir ortam sağlar.
Maliyetler Azalır: Su yalıtımı, su hasarının önlenmesi ve nem kontrolünün sağlanmasıyla, uzun vadede bakım ve onarım maliyetlerini azaltır.
Su yalıtımı yapılmayan yapılarda betonarme demirleri 10 yılda taşıma kapasitesinin %66’sını kaybetmektedir. |
Beton yapı elemanlarının içerisindeki çelik donatı, çeşitli nedenlerle korozyona uğrayabilir. Korozyon, çelik donatının havadaki oksijen ve su ile reaksiyona girerek pas oluşturması sürecidir. Bu pas oluşumu, donatı çeliğinin hacminde artışa ve betonun çatlamasına, çeliğin dayanıklılığının azalmasına ve sonuç olarak yapı elemanlarının hasar görmesine neden olur. Bu nedenle; doğru beton karışımı tasarımı, uygun donatı koruma yöntemleri, su yalıtımı ve yapı elemanlarının düzenli bakımı gibi önlemler alarak korozyon riskinin azaltılması önemlidir.
Yapısal su yalıtımı betonun geçirimliliği ile doğrudan ilgilidir. Şekil 1’de görüleceği üzere su/çimento oranı özellikle 0,50 üzerinde olduğunda betonun geçirimsizliği oldukça yüksek olmaktadır.
Şekil 1. Su/çimento oranı ve su işleme derinliği ilişkisi
Yapıların su yalıtımında farklı malzemeler ve farklı yöntemler kullanılmaktadır. Bunlardan birisi olan yapısal su yalıtımı, yapıların maruz kalabileceği suyun geçişinin bütünleşik bir yapı tasarımı ve uygulaması dahilinde, beton bünyesinde uygun geçirimsizlik ve sızdırmazlık sağlanarak ve gerekli diğer önlemler alınarak engellenmesidir. 2017 yılında yayımlanan Binalarda Su Yalıtımı Yönetmeliği kapsamında yapısal su yalıtımı hakkındaki detaylar aşağıda belirtilmektedir:
1. Toprakla temas eden temel, döşeme ve perde duvarlarda su yalıtımı;
a. Örtü veya sürme esaslı yalıtım malzemeleri ile yüzeysel yalıtım sistemi oluşturularak ve/veya
b. Yapısal yalıtım sağlanarak yapılabilir.
2. Yapısal yalıtım uygulamalarında, su buharı geçişinin istenmediği durumlarda su buharı kesici bir katman oluşturularak ilave yalıtım önlemleri alınmalıdır.
3. Basınçlı su etkisine maruz yatay yüzeylerde, yüzeysel yalıtım sisteminin örtü tipi malzemeler ile oluşturulması esastır.
4. Birden fazla yalıtım malzemesi veya yöntemi, ancak birbirleri ile uyumlu olması hâlinde birlikte kullanılabilir.
5. Örtü tipi ve sürme esaslı yalıtım malzemeleri, yapı elemanının suyla temas eden dış yüzeyine veya malzemeyi hidrostatik basınca karşı koruyabilecek bir katmanla korunmaları koşuluyla, ara katman olarak uygulanabilir.
Özellikle toprak altında kalan temel-perde birleşim hattı temel betonu dökümü esnasında topuk betonu ile yükseltilerek derz hattının yukarı taşınması doğal bir su yalıtımı önlemi olacaktır. |
6. Yapısal yalıtım sağlamak üzere yapılacak uygulamalarda;
a. Kullanılacak betonun su işleme derinliği TS EN 12390-8 standardına göre en fazla 30 mm olmalı veya beton, yeraltı suyunun yapıda oluşturacağı su etkisi de dikkate alınarak en az C35/45 sınıfında ve su/çimento oranı 0.45’ten az, çimento dozajı 360 kg/m3’ten fazla olmalıdır. Beton imalatında mineral katkı kullanılması durumunda su/çimento oranı ve çimento dozajı için TS EN 206 standardı Madde 5.2.5 ve 5.2.6 göz önüne alınmalıdır. Beton tasarımında uygun çevresel etki sınıfı seçilmelidir. Betonun su işleme derinliği performansının kullanılması hâlinde bu durum, betonun piyasaya arzında G işaretlemesinde belirtilmelidir. Yapısal geçirimsizlik sağlamak üzere üretilen beton TS EN 206 standardına, suyun basınç etkisi ile uyumlu olacak şekilde kullanılacak katkı maddeleri ise TS EN 934-2 standardına uygun olmalıdır.
b. Betonun döküm ve bakım kurallarına uyulur.
c. Bu maddenin amaçları bakımından betonun su geçirimsizlik özelliklerini değiştirmek üzere kullanılacak malzemeler TS 13515 standardı Madde 9.8 esas alınarak, betona, karıştırma işlemi esnasında ilâve edilmelidir.
d. Yapısal elemanlarda oluşabilecek çatlak genişlikleri, TS 500 standardına göre agresif çevre koşulları altında kontrol edilerek su geçirimsizliğinin sağlanabildiği gösterilir. Betonarme elemanlar 18 cm’den daha az kalınlıkta ise yapısal geçirimsizlik yöntemi tek başına uygulanamaz.
e. Derzler (soğuk derz, genleşme derzi ve benzeri) sızdırmazlık tamamlayıcı malzemeler ile su nüfuzundan korunur.
Su Geçirimsizlik Katkıları
- Hidroskopik veya su itici kimyasallar en büyük grubu oluşturmaktadır. Bu kimyasallar; sabunlar, uzun zincirli yağ asidi türevleri, bitkisel yağlar ve petrol bazlı kimyasallardan oluşmaktadır. Yüzeye uygulanan bu malzemeler betondaki gözenekler boyunca su itici bir tabaka oluşturmakta, ancak gözenekler fiziksel olarak açık kalmaktadır.
- İnce tanecikli inert malzemeler (talk, bentonit, silisli tozlar, kil, hidrokarbon reçineleri ve kömür katranları) ve kimyasal olarak aktif malzemeler (kireç, silikatlar ve kolloidal silika) kullanılabilmektedir. İnce tanecikli inert malzemeler, boşlukları doldurarak gözenekler boyunca suyun geçişini fiziksel olarak kısıtlar.
- Kristalize geçirimsizlik katkıları, beton içerisindeki kılcal kanallar ve çatlaklarda su ile kimyasal bir reaksiyona girerek suda çözünmeyen kristaller oluşturur. Bu malzemelerin hidrofilik yapısı kalsiyum silikat hidrat (CHS) yoğunluğunu arttırmak için ve/veya su penetrasyonuna karşı direnç gösteren gözenek tıkama birikintileri oluşturulmasına neden olmaktadır.